Salı, Şubat 09, 2021

Minik Kırmızı Tencere ile Kocaman Pazar Torbasının Hikayesi

 


İlk gördüğümde anlamamıştım.

Hem öylesi zaten çok nadirdir.

Hava kararmak üzereydi.

Kış mevsiminin görece ılıman günlerinden biriydi.

Güneşin şaşalı dönemleri çoktan geride kalmış ama o zamanları anımsatan, yolunu kaybetmiş yorgun bir ışık yığını belki zamansız ama kendi halinde ufak bir mucize yaratmak istercesine köşeleri tutmuştu.

Tam da camdan dışarı bakıyordum.

Herhangi bir an değildi.

Öyle ya da değil,

Belki de kendini tekrar edemeyen

Herkesin unuttuğu bir ritmin peşinde koşan yorgun dizeler gibiydi

Söyle bana dile getirilmeyen başka ne kaldı diye sordu yüzyıllardır yanımdan ayırmadığım sadık köpeğim.

Sanki öylesine bir kaygı elle tutulabilirmiş gibi havladı.

Kendimi çekip irkildiğimi hatırlıyorum.

Kendine sakladığın, sadece yalnız kaldığın zamanlarda dile getirdiğin,

Ezberindeki o zavallı  birkaç cümle ile açıklanamayacak,

Acınası sıradanlığın ya da dayanılmaz sıkıcılığın yansıması,

Belki bir an da olsa o ışık yığınının aydınlattığı odanın camlarında belirdi.

Dedim ya ilk gördüğümde anlamamıştım.

O sırada görüş alanıma girdi.

Sağ elimde minicik kırmızı tencere, sol elimde ise kocaman bir pazar torbası sakince yürüyordum.

 

Merkezefendi sizin için dinledi

Moderator – Cat’s Eyes

Marty Stuart – I’ve Been Around

Al’ Tarba, Deigheugi - La Plage

 Bexter Dury  - I’m Not Your Dog

Sault  - Sorry Ain’t Enough

Slash, Andrew Stockdale – By the Sword

Hiç yorum yok: