Perşembe, Temmuz 17, 2008

Bilmece bildirmece


Soru şu: Bu öyle birşey ki; Mozart’da var, Michael Jackson’da var, Beethoven’da var, Mariah Carey’de var, Yngwie J. Malmsteen’de var, Mia Farrow’da var, başka bir örnek Fazıl Say’da var ama Wagner’de yok, Schumann’da yok. Adını duyunca akla votka geliyor, ama alkollü değil. Nedir bu? Ya da ne ola ki bu?

Sorumuzun cevabı “absolute pitch” olacaktı.

Türkçe karşılığını internette yokladığımızda, karşımıza, nota frekansı, ya da “mutlak kulak” çıkıyor.

Ne demek “absolute pitch”?

Absolute pitch’e işitsel yetimizin nota atışı yapabilecek şekilde keskin olması diyebiliriz..

Bu yetiye sahip kişiler, nasıl siz renkleri kolayca ayırt edebiliyorsanız, duydukları seslerin, herhangi bir karşılaştırmaya gerek duymadan, hangi notaya karşılık geldiğini söyleyebiliyorlar.

Siz gözlerinizle, ışığın frekansı konusunda hassas kestirmeler yapabiliyorsunuz. AP sahibi beyler ve bayanlar, diğer bir duyu organımız olan kulaklarını da benzer kesinlikle kullanarak titreşimlerin frekanslarını saptayabiliyorlar.

Gelgelelim, gözlerimizin bize sağladığı bu yaygın hassasiyet niçin kulaklarımız söz konusu olduğunda bir seçilmişler grubuna bahşedilmiş?

Aslında bahşedilen birşey yok. Öte yandan evrimden bahsetmek mümkün. Belki gen havuzunda gözlerimizle ilgili bu hassasiyet çok daha seçici olmuş diyebiliriz.

Çalılıların arkasındaki aç yırtıcıyı gözlerimizle farkedebilmek, çıkardığı sesleri analiz ederek aynı sonuca ulaşmaktan daha avantajlı olmuş diye ortaya konuşabiliriz.

Belki o kıpırdanmaların olduğu çalıya gözünü dikenler, kulaklarını çalı tarafına çevirenlere göre tehlikeyi daha çabuk farkedip oradan uzaklaşarak hayatlarını kurtarabiliyorlardı. Geçen zaman içinde görsel mükemmelleşme
belki de daha çok hayat kurtardı.

Peki ömrümüzü uzatan keskin görsel yetilerimiz üremek söz konusu olduğunda da bize avantaj sağlamış olabilir mi?

Görmek inanmaktır deyip karşılaştığı havva kızının ağzından tek kelam çıkamadan hemen oracıkta işi pişiren ve genlerini gelecek nesillere aktaran keskin bakışlı homo erectusun inlemelerini duyan AP sahibi adem oğlu duyduklarına inanamamakla ve ritm tutmakla yetiniyordu belki de...

Genlerimizin, karşı cinsi etkilemek amacıyla, kendi reklamlarını görsel olarak yapmaları daha olanaklı gibi gözüküyor.

Evet, belki öyle ama çok kesin de konuşamıyoruz.

Çünkü bazı araştırmalar farklı şeyler ileri sürmekte; Bu araştırmalara göre tüm yeni doğanlar aslında AP yetisini de taşımakta. Amma velakin duyu organımızı bir başka amaçla da, yani dil ,lisan öğrenme amacıyla da kullandığımızdan, doğuştan gelen AP yeteneğimizin zamanla köreldiği iddia edilmekte.

Bu araştırmalar tonal ve tonal olmayan dil gruplarından bahsediyor. Örneğin Çince tonal bir dil. Yani seslerin frekansını algılamanız o dili öğrenmeniz açısından tonal olmayan diller ile karşılaştırıldığında daha işlevsel. İngilizce ya da Türkçe tonal olmayan diller.

Aynı sayıdaki bireylerden oluşan benzer gruplar arasında yapılan karşılaştırmalar, araştırmaya konu Çin’deki gruplardaki AP sahibi kişi sayısının tonal olmayan diller konuşan ülkedekilerdekine göre çok daha fazla olduğunu gösteriyor.

Diğer bir araştırmaya göre ise AP’ye, küçük yaşta müzik eğitimi alanlarda, almayanlara göre daha fazla rastlanıyor.

Arızalı duyulara sahip insanların incelenmesi ile ortaya çıkan diğer bir bulgu da bu yaklaşımı destekliyor. Doğuştan kör ya da erken yaşlarda görme fonksiyonunu kaybeden insanların yarıya yakınının AP yetisine sahip olduğu biliniyor. Baştaki sorumuza bu bağlamda yeni örnekler ekleyebiliriz, Steve Wonder’da var, Ray Charles’da var.

Peki, bir önceki yazımızdaki sorumuza dönersek yani; Önce dil mi vardı, yoksa müzik mi? Ya da lisan mı, yoksa müzik mi vardı önce?

Belki yukarıda bahsettiklerimiz bu soruya bir cevap bulmak için de bize yardımcı olabilir.

Dinlediklerim
Amy Winehouse - You Know I-M No Good (Live Lounge)
Goldbug - Whole Lotta Love
The Juju Orchestra - This is not a tango
Imam Baildi Vs Sofia Vembo - Poso Lypame
Absolute pitche merak sardıran kitaplar

This Is Your Brain on Music – Daniel J. Levitin
The Singing Neanderthals – Steven Mithen
Musicophilia – Oliver Sacks

Hiç yorum yok: