Salı, Şubat 14, 2006

Ben Merkezli Dairem

Öncelikle boş, temiz bir kağıt alıyorum önüme. Yıllar var, bir kırtasiyeye gidip, öğrencilik yıllarımızdaki deyimimiz ile "dosya kağıdı" almışlığım yok. İşyerindeki çil çil temiz A4 leri, ya da firmaların verdiği sol üst köşesi logolu bloknot kağıtlarını kullanıyorum. Konuyu soldan sağa dağıtmayayım, temiz kağıdı önüme alıyorum. Tam ortasına küçücük bir artı koyuyorum, iş ortağımız logolu kalemim ile. Bu benim. Şimdi de, ben merkezli bir daire çizmeli bunun etrafında. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım tam da düzgün olmuyor nedense. Pergeli, gönyeyi atalı yıllar oldu. Üniversitedeki teknik çizim derslerimizin sonrasına denk düşüyor, bir anda pergelin ortadan kaybolması...

Kafamı kağıdın üzerine eğdim, daireye bakıyorum. Sanırım üç santimetre yarıçaplı bir daire bu. Benim dünyam. O kadar işte. Çevresi nereden bakarsan bak, ki ben genelde merkezden bakıyorum, 2pi3 kadar... O dairenin dışına çıkmak beni korkutuyor. Yok korkutmuyor aslında da işime geliyor. Dairemde mutluyum. Öncelikle sıcak. Temiz de olduğunu düşünüyorum. Duyduğum kadarıyla dışarısı düzensiz, pis ve soğukmuş. Duyduğum kadarı ile diyorum çünkü dışarıya çıkmıyorum, dışarıyı anlatan öyküleri okumayı ise çoktan bıraktım. Düzeni bozucu, tekerleğe çomak sokucu şeyler çoğu her nedense. Kaleminden kan damlıyor bir çoğunun, oysa kırmızıyı pek sevmiyorum. Beyaz benim favorim, her ne kadar birinciliği haksız yere beyaza vermiş olsalar da kirlenme yarışında.

Ben merkezimi seviyorum.

1 yorum:

merkezefendi dedi ki...

'Beni bende demen bende değilim
Bir ben vardır bende benden içeri.'
Yunus emre