Pazartesi, Şubat 09, 2009

Babalık - 3


Yeni doğanın getirdikleri ve ufak yakınmalar
Tik tak...Nasıl da geçmekte zaman? Etme bulma dünyasında hurmalar kaşıntı yapıyor bazı bazı. Hayır hiç pişman değilim. Yanlış anlaşılmak istemem. Ne de güzel bebeğimiz tabii ki. O ayrı. Demek istediğim o değil.

Ama tik tak, tik tak...

Tikliyoruz sağa yatıyoruz, sonra hep beraber taklıyoruz sola yatıyoruz. Dalgalara kapılmış bir küçük takadayız. Ya da tikidemiyiz yoksa? Amma da sallıyor ufaklık takayı! Tik, koş, gazı geldi. Tak, yetiş acıktı.
Tik, al kucağa, gezdir, tak, acıktı, mama hazırla; 2 ölçü soğuk, 1 ölçü sıcak su ve yeterince mama.

Yeni doğanın getirdikleri ve rutin dışına çıkmak üzerine bazı düşünceler
Rutinin dışına çıkmak yeni doğanı olanlar için tehlikeli bir oyun. Adamın burnundan gelebilir. Ancak yaşlarımız da tik takların gelgitinde bir yandan ilerlemekte. 40 lar şunun şurasında iki tiktak mesafesine düştü. Şakası yok olan bitenin. Zaman sabit hızla ilerlememekte ve gıcıklığına yaş=x değişkenine geometrik dizi şeklinde kendini fonksiyonlamış deli İbrahim gibi koşmakta. Oysa yeni doğan rutine bayılmakta. Bu bir nebze kafa karışıklığı ve bakışlarda anlık gerilim yaratmakta.

Yeni doğanın getirdikleri ve sıradışı bir yaklaşım (Yanlışlar Dünyası’na alternatif bir bakış)
Farkındayım, daha 3 aylık bebeğimiz. Bir rutinden yakınmak için pek de uzun süre geçmediği söylenebilir. Ki doğrudur. Ancak ve/veya zaten ben bu kısımda yanlışlardan dem vurmak için yazmaktayım. Evet, size bu defa yanlışlar dünyasından seslenmekteyim. Bugüne kadar hep doğrudan, iyiden, güzelden, haklıdan bahsettim de ne oldu? Kime yaradı? Kim feyz aldı? Dava adamlığının da zaten modası hızla geçmekte. Yeni bebeği olanların, özellikle de çocuklarını ezber bozarak yetiştirmek isteyenlerin fırsat buldukça ziyeret etmesi gereken mekanların başında yanlışlar dünyası gelmekte. Bize ezberletilenlerin ötesine geçmek, genlerimize bile sızmaya çalışan bu tip düşünceleri daha kundaktaki saf yavruya bilmeden de olsa aşılamamak için doğrular içinde yüzdüğümüzü düşündüğümüz kendi saf ve resmi dünyamızdan çıkıp yanlışlar dünyasına o zorlu adımı atmamız gerektiğini ifade etmeye çalışıyorum.

Yalanlarla yaşamayı kendiniz için terkedemediniz. Belki çocuğunuz için yapabilirsiniz.

Bebeğiniz için en iyisini bilmek yetmiyor artık. Bebeğinize en iyi ve en kötü bildiğinizi öğretmelisiniz diyor bu konuda kafa yoran ve önde gelen bilim insanları. Bebeğe daha birkaç aylıktan itibaren uygulanan bu çeşit bir eğitim seferberliğinin bebeğin algı seviyesinde sağladığı önemli gelişmeler olduğu yapılan deneylerle ve teknolojinin bugün geldiği noktada hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispatlanmış. Hızla çoğalmakta olan bebek nöronları (baby neoron) arasında mümkün olan en fazla bağlantıyı yaratmanın en kolay ve verimli yolu bebeğe, en basitinden en karmaşığına, her konuda doğru ve yanlış bilinenlerin herhangi bir yargı olmadan aktarılması ve yeni doğanın doğruyu kendisinin bulacağına anne ve babanın sonsuz bir güvenle inanması, onu bu seçimleri konusunda özgür bırakması olarak belirtiliyor. Karşılaştırmali ve kontrollü deneyler farklı ifadelerle de olsa yukarıda belirttiğim benzeri sonuçları bıkmadan usanmadan bir papağan gibi tekrar ediyor.

Yeni doğanın getirdikleri ve kendi ebeveynlerinizle yeni paylaşımlar

Baba , anne olmak pek tabii ki kendi babanıza ve annenize olan yaklaşımlarınızda da farklılıklar getiriyor.

Bu konuya da bir başka yazımızda deyinelim. Zira bebek meme için kıvranmakta.

Dinlediklerim
Alpha Blondy - Brigadier Sabari
Orchestra Baobab - Dée Moo Wóor
Senor Coconut – Sweet Dreams

Hiç yorum yok: